Üniversite Başarı Sıralamaları Kime ve Neye Göre Yapılıyor ?

  • Home -
  • Üniversite Başarı Sıralamaları Kime ve Neye Göre Yapılıyor ?

Üniversiteler eğitim-öğretim ile birlikte bilimsel araştırmalarla topluma yol gösteren kurumlardır. Bu bağlamda bir ülkede eğitim ve öğretim kurumlarının kalitesinin yüksek olması o ülkenin verimliliğinin yüksek düzeyde olması anlamına gelmektedir. Bu durumun gözle görülür yansımalarını gerek ekonomik alanda gerekse toplumsal ve kültürel alanda görmek mümkündür. 

Üniversitelerde ortaya konan yeni fikirler ve bilimsel araştırmalar iyi yetişmiş, kaliteli insan kaynaklarını gerektirmektedir. Temel amacı evrensel anlamda bilgiyi yaymak, araştırma ve geliştirme etkinlikleri gerçekleştirmek ve kalifiye insan kaynağı yetiştirmek olan üniversiteler devlet desteği dışında özel sektör tarafından da kurulmaktadır. 
Üniversite kavramı İngilizcede “university”, “universe” kelimesinden gelmektedir. Universe kavramı İngilizce kainat veya evren anlamında kullanılmaktadır. Buradan hareketle üniversite kavramının evrensel bilimsel çalışmaların yapıldığı yer anlamında kullanıldığı görülmektedir. O nedenle üniversitelerin kuruluşunda gerek fen bilimleri gerekse sosyal bilimler alanında bölümler oluşturularak evrensel bir bilimsel araştırma kurumu olma özelliği ortaya konulmaya çalışılmaktadır.

Geçmişi 11. yüzyıla kadar dayanan üniversitelerin evrensel bilgi üretme noktasından hareketle süregelen eğitim öğretim süreci günümüzde özellikle küreselleşme ile birlikte dünya genelinde kalite ve performans kriterleri üzerinden değerlendirilmeye tabi tutulmasına yol açmıştır. Bu durum üniversiteler arasında rekabetin oluşması ve buna uygun bir yapılanmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Özellikle 1980’li yıllar sonrası küreselleşme süreciyle birlikte üniversitelerin de iş dünyası ile işbirliğine girmeye başladığı ve bir anlamda özel sektör mantığıyla rekabetçi koşullarda eğitim öğretim vermeye yöneldikleri görülmektedir. Bu durum dolayısıyla üniversitelerin başarı kriterleri yeniden belirlenmiş ve bu kriterler üzerinde daha fazla yoğunlaşma sağlanmıştır. Böylece esasen ulusal bazda olduğu gibi uluslararası bazda da üniversiteler arasında rekabet veya bir anlamda yarış ortamının oluştuğu gözlenmektedir.
Üniversitelerdeki bu yapılanma durumu gerek öğrenci sayısı gerekse akademisyen sayısının üzerinde daha fazla durulması ve bu bağlamda insan kaynakları kalitesinin yükseltilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır. Zira bilimsel çalışmaların ortaya konduğu bir kurumun kalifiye eleman ihtiyacını sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmesi o kurumun başarısındaki katkıyı artırmış olacaktır. Elbette bu arada üniversitelerin mekân, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve özellikle piyasaya eleman yetiştiren kurumların bu koşullara uygun işbirliği ve birliktelikler oluşturması önem kazanmaktadır. 

Başarı Sıralamaları Neye Göre Yapılıyor?

Son yıllarda üniversite sayılarının hızla arttığı bir süreç yaşanmaktadır. Bugün dünya geneline bakıldığında başta Hindistan ve ABD olmak üzere Çin, Endonezya, Meksika, Rusya, Japonya, Brezilya gibi ülkelerdeki üniversite sayılarının binlerin üzerinde olduğu görülmektedir. 2020 verilerine göre Türkiye, 208 üniversite ile İtalya’dan sonra dünya ortalamasında yirmi beşinci sırada yer almaktadır. Türkiye’deki üniversite yapılanması son yıllarda daha çok vakıf üniversitesi kurulması yönünde gelişme kaydetmektedir. 
Elbette bir ülkede üniversite sayısının yüksek olması söz konusu ülkenin verimliliğine katkı sağlama anlamında oldukça önemlidir ancak yalnızca üniversitenin fiziksel olarak kurulması tek başına yeterli olmamaktadır. Bununla birlikte akademisyen sayısı, akademisyen başına düşen öğrenci sayısı, lisansüstü eğitim alanları ve öğrenci sayısı ve kalifiye akademisyen yetiştirilmesi de kesinlikle üzerinde durulması gereken noktalardan biridir. Bu durum bir yandan o ülkenin hanesine önemli kazanımlar sağlarken diğer yandan veliler ve öğrenciler açısından seçeneklerin çoğalmasını da beraberinde getirmektedir.

Üniversite seçeneğinin artması öğrencilerin tercihlerini yönlendirirken aynı zamanda yatırımcılara hatta akademisyenlere de seçme ve kıyaslama şansı tanımaktadır. İşte buradan hareketle üniversitelerin kalite ve performans kriterleri son yıllarda farklı çalışmalarla kıyaslama yoluna gidilmektedir. Bunun ortaya konabilmesi için de dünya üniversiteleri arasında bir başarı sıralaması değerlendirmesi ortaya konulmaktadır. Bu kapsamda son yıllarda farklı kuruluşlar dünyanın en iyi üniversitelerini, eğitim öğretim kalitesi, akademik başarı, öğrenci memnuniyeti, yapılan araştırma sayısı, yayın sayısı, öğrenci başına düşen akademisyen, eğitime en uygun ortamların oluşturulması, mezuniyet sonrası iş bulma kolaylığı ve maaş gibi farklı değişkenler üzerinden değerlendirmektedir.
Üniversitelerle ilgili yapılan değerlendirmelerin ilki 2003 yılında Çin’de Jiao Tong Üniversitesi tarafından hazırlanmış ve yapılan bu sıralama ARWU (Academic Ranking of World Universities) adını almıştır. Bu çalışmanın ardından İspanya, İngiltere, Hollanda, İspanya ve ABD gibi ülkelerde de çeşitli dünya sıralamaları yapılmaya başlanmıştır. Dünyada üniversite başarı sıralamalarını her biri kendine ait özelliklere haiz olmak kaydıyla yapan kurumlardan çok bilinen bazı kurumlar şunlardır:

ARWU (Akacedemic Ranking of World Universities), Shanghai Jiatong Üniversitesi Dünya Üniversiteleri Akademik Sıralaması
THE (Times Higher Education) Times Dünya Yükseköğretim Sıralaması
QS (Quacquarelli Syndoms World University Rankings), Yüksek Öğretim Sıralaması
Cybermetric Laboratuvarları Webometrics: Wed’de Dünya Üniversitelerinin Sıralaması (Webometrics: World Universities’ Ranking o the Web)
Google Search Uluslararası Üniversiteler Sıralaması (G-Factor International University Rankings)
Newsweek Dergisi Dünyanın En İyi Yüz Üniversitesi Sıralaması
HEEACT (Performance Ranking of Scienticific Papers for World Universities) Dünya Üniversiteleri Bilimsel Çalışmalar Performans Sıralaması
Çin Wuhan Üniversitesi Küresel Üniversite Sıralaması
Paris Mines Teknolojileri Dünya Üniversiteleri Meslek Sıralaması
URAP (University Ranking By Academic Performance)

URAP,  2009 yılında  Ortada Doğu Teknik Üniversitesi Enformatik Enstitüsü bünyesinde kurulmuş olan bir değerlendirme kurumudur. URAP, kendisini kâr amacı gütmeyen, gönüllü çalışanlardan oluşan ve üniversitelerin kendi performanslarını dünyanın önde gelen üniversiteleriyle karşılaştırabilmelerine yardımcı olmayı hedefleyen bir kurum olduklarını ifade etmektedir. 2017 yılından 2020 yılına kadar dünya sıralamasında 2500 üniversite çalışmaya dâhil edilmişken bu rakamın 2020 yılından sonra 3000’e çıkarılması kararlaştırılmıştır.

Bu kurumların dünya üniversiteleri sıralamasında ele aldıkları kriterlerin hemen hepsinde farklı oranlarda yer aldığı görülmektedir. Bu noktada bazı kurumların uyguladıkları kriterleri değerlendirme yoluyla kıyaslamak konuyu açıklamak açısından yararlı olacaktır.
ARWU’nun kullandığı kriterler içinde eğitim niteliği %10, öğretim üyesi niteliği %40, araştırma çıktısı %40 ve kişi başı performans %10 olarak değerlendirilmektedir.

THE (Times Higher Education World University Rankings); öğretim %30, tanınırlık anketi %15, personel-öğrenci oranı %4.5, doktora-üniversite mezunu %2.25, doktora alanları akademik personel oranı %6, kurumsal bütçe %2.25, araştırma sayısı, bütçesi %30, tanınırlık anketi %18, araştırma bütçesi %6, araştırma üretkenliği %6, atıflar %30, uluslararası görünüm %7.5, uluslararası öğrencilerin yurtiçi öğrencilere oranı %2.5, uluslararası işbirliği %2.5, endüstri bütçesi %2.5 şeklinde kriterler belirlemiştir.
Webometrics, değerlendirmeyi şu kriterler üzerinden yapmaktadır: Web boyutu %20, link görünürlük %50, zengin dosyalar %15, Google akademik %15. Bu dört gösterge, oransal olarak farklılık göstermesine rağmen 1:1 oranını koruyacak şekilde bir formüle göre birleştirilir. 
US News En İyi Üniversiteler sıralamasındaki kriterler şunlardır: Küresel araştırma tanınırlığı %12.5, bölgesel araştırma tanınırlığı %12.5, yayınlar %10, kitaplar %2.5, konferanslar %2.5, standartlaştırılmış atıf etkisi %10, toplam atıf %7.5, en çok atıf alan %10 içinde bulunan toplam yayınların sayısı %12.5, en çok atıf alan %10 içinde bulunan toplam yayınların oranı %10, uluslararası işbirliği %10, doktora derecesi alanların sayısı %5, her bir akademik personel başına düşen doktora derecesi alanlarının sayısı %5.
URAP ise değerlendirmeyi şu kriterler üzerinden yapmaktadır: Yayın sayısı %21, atıf %21, toplam doküman %10, toplam yayın etkisi %18, toplam atıf etkisi %15, uluslararası işbirliği %15. Bu verilere göre URAP’ın başarı sıralamasını ağırlıklı olarak bilimsel yayınlar üzerinden ortaya koyduğu dikkat çekmektedir.
THE (Times Higher Education) Times Dünya Yükseköğretim Sıralaması: Öğrenim çerçevesi %30, atıf %30, araştırma %30, uluslararası görünüm %7.5, endüstri bütçesi %2.5.

Türkiye’deki Üniversitelerin Sıralamadaki Yeri

Farklı kurumların yaptıkları dünya üniversite başarı sıralamalarının farklı kriterlere göre değerlendirilmesi nedeniyle tek bir başarı ölçütünün ortaya çıkmayacağı yukarıdaki verilerden görülmektedir. Bu durumda örneğin yayın anlamında başarılı görünen bir üniversite uluslararası işbirliği anlamında kriterlerin yoğun olduğu bir değerlendirmede gerilerde kalacaktır. Atıf sayısında başarılı olan bir üniversite başka bir alandaki değerlendirmede sıralamanın önlerine geçemeyecektir. Bu kapsamda Türkiye’deki üniversitelerden örneklerin başarı sıralamaları üzerine bir kıyaslama yapabilmek için farklı kriterlerdeki değerlendirmelere bakmak daha açıklayıcı olacaktır.
2020 yılı değerlendirmesine göre The Higher Education sıralamasında ilk yüz içerisinde Türkiye’den herhangi bir yükseköğretim kurumu yer almamaktadır. İlk 401-500 içerisinde Çankaya Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi yer alırken, Bilkent Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Koç Üniversitesi 501-600 aralığında görülmektedir. 601-800 sıralamasında Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve ODTÜ bulunmaktadır. 801-1000 sıralamasında ise Atılım Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Karabük Üniversitesi yer bulmaktadır.

ARWU’nun 2019 sıralamasında Türkiye’den ilk bin içerisinde 12 üniversite yer almaktadır. Bunlar; İstanbul Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, ODTÜ, Ankara Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Ege Üniversitesi ve Fırat Üniversitesidir.
QS başarı sıralamasında ise Türkiye’den ilk bin içerisinde yirmi üniversite yer almaktadır. Bunlardan bazıları; Koç Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesidir. Bu üniversitelerden yalnızca Koç Üniversitesi ilk beş yüze girebilmiştir.

URAP’ın 2011-2012 dünya sıralamasında ilk beş yüze Türkiye’den İstanbul Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve ODTÜ girmiş, ilk binde ise yirmi üniversite yer bulmuştur. 2020-2021 sıralamasında ilk beş yüzde yalnızca Hacettepe Üniversitesi yer alırken ilk bin içerisinde dokuz üniversite görülmektedir.

Başarı Sıralamasını Nasıl Değerlendirmek Gerekiyor?

Türkiye’den örnekler üzerinde de görüleceği üzere üniversiteler arasındaki başarı sıralaması, çalışmayı yapan hemen hemen her kurum tarafından farklı sonuçlar vermektedir. Bunun temel nedeni, uygulanan farklı kriterler olmasıdır. O nedenle başarı değerlendirmesini yaparken bu kriterler göz önüne alınarak adım atılması gerekmektedir. 
Dünyada yapılan pek çok sıralama çalışmasında bu farklılıklara dikkat çekilerek yapılan çalışmalar son yıllarda oldukça çok eleştiri almaktadır. Bu tepkilerin önemli bir bölümünü yükseköğretime yönelik geçerli, açık ve genel bir modelin olmaması oluşturmaktadır. Üniversitelerin ve resmi kurumların yaptıkları eleştiriler de temelde bu noktada kilitlenmektedir. Ayrıca araştırmalarda nesnel yargıların yer alması, yerel özelliklerin dikkate alınmaması ve bazen anlamlı bulunmayan kriterlerin kullanılması da tepkilerin odağı olarak görülebilir.
Öte yandan bütün bu kriterler üniversitelerin motivasyonunu da artırabilmektedir. Bu kriterleri oluşturmak ve bu yönde uygulamalar yapmak pek çok üniversitenin hedefleri haline gelmektedir. O nedenle bu değerlendirmelerin rekabetçi bir ortamda doğru değerlendirilmesi halinde üniversitelerin gelişme sağlayacağı da muhakkaktır. Bu bağlamda Konan ve Yılmaz’ın konuyla ilgili yaptığı araştırma sonucunda ortaya koyduğu önerilerden bazılarının altı çizilerek verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. Bu değerlendirmelerden bazıları şunlardır:

Dünya üniversite sıralamalarıyla ilgili olarak öğretim elemanlarına düzenli bilgi akışı sağlanabilir.
Söz konusu kriterleri gerçekleştirmeye yönelik çaba ve girişimler YÖK, TÜBİTAK ve üniversitelerin Bilimsel Araştırma Birimleri tarafından desteklenebilir.
Öğretim üyelerinin yükselmelerinde bu yöndeki kriterler de dikkate alınabilir ve değerlendirmeye katkı sağlayabilir.
Akademisyenler tarafından hazırlanan çalışmaların, etki düzeyi yüksek yayınlara girebilmesi için teşvik uygulanabilir.
Akademisyenlerin dünya genelinde üniversitenin tanınırlığını artırabileceğinden dolayı alanlarıyla ilgili yurt içi veya yurt dışı kongre ve konferanslara katılımı teşvik edilebilir.
Atıf oranını yükseltecek daha nitelikli çalışmalar için akademisyenler özendirilebilir.
Üniversiteler web sayfalarını daha etkin bir şekilde kullanabilir. Bu kapsamda tüm akademik ve sosyal etkinlikler dinamik bir web sayfasında kamuoyuna açılabilir.
Üniversiteler arasında yurt içi veya yurt dışı işbirliği sağlanabilmesi için her üniversite kendi içinde yeni bir birim oluşturabilir.
Öğretim üyelerinin bilgi teknolojilerine daha fazla yatkınlık sağlamaları teşvik edilebilir.
Öğretim üyelerinin Nature, Science, SCI, SCI-Expanded ve SSCI gibi indekslenen prestijli dergilere yayınlanabilecek makaleler üretmeleri için gerekli ortam, araç-gereç, destek ve teşvik sağlanabilir.
Öğretim elemanı yetiştirme amacıyla geniş kapsamlı planlamalar yapılabilir.

Sonuç olarak üniversiteler bir ülkenin gelişmesine en önemli katkı sağlayan kurumların başlarında gelmektedir. Üniversitelerin başarılı olması ülkenin verimine de katkı sağlayacaktır. Dünya üniversiteler başarı sıralaması üniversiteleri pek çok kriter açısından değerlendirmekte ve esasen bir yol haritası da çizmektedir. Bu değerlendirmenin tek başına sonucu etkileyici bir karakter taşımadığı söylenebilmekte ancak bir yanıyla da eğitim öğretime katkı sağlayacağı göz önüne alınmalıdır. Bu bağlamda sürdürülebilir bir üniversite eğitim öğretiminin sağlanması amacıyla pek çok kurumun ortaya koyduğu kriterler masaya konularak her birinin başarıya götürebilecek etken olacağı dikkate alınmalı ve onu uygun düzenlemeler yapılmalıdır.

Kaynakça

Ağıralioğlu, N. (2012). Türkiye’de Üniversitelerin Kalitesini Belirlemek İçin Bir Yaklaşım, Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, (2) 3, 147-165.
Akbulut, U. (2021) 2020-2021 URAP Dünya Sıralaması Basın Bildirisi, https://newtr.urapcenter.org/cdn/storage/PDFs/R2kgApcmYcMEDD2hM/original/ (erişim tarihi: 22.06.2021)
Damar, M.; Özdaoğlu, G.; Özveri, O. (2020). Bilimsel Üretkenlik Bağlamında Dünya Sıralama Sistemleri ve Türkiye’deki Üniversitelerin Mevcut Durumu, Üniversite Araştırmaları Dergisi, (3) 3, 107-123.
Konan, N. ve Yılmaz, S. (2017). Üniversitelerin Sıralanma Ölçütleri ve Türkiye Üniversiteleri İçin Öneriler, Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, (7) 2, 200-210.
Öncel, M. (2017). Üniversitelerin Başarı Sıralamalarında Metodolojik Problemler: Metodolojik Eleştirilere Yönelik Bir Literatür Taraması, Alanya Akademik Bakış Dergisi, (1) 1, 14-26.
Özbaşı, D. Ve Uslu B. (2018). Türk Üniversiteleri Sıralama Göstergelerinin Ağırlıklandırılması: University Ranking by Academic Performance (URAP) Türkiye Genel Sıralaması Örneği. Üniversite Araştırmaları Dergisi, (1) 2, 62-70.
Saka, Y. ve Yaman, S. (2011). Üniversite Sıralama Sistemleri, Kriterleri ve Yapılan Eleştiriler, Bilim ve Yükseköğretim Dergisi, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (1), 43-53.
Statista, (2020). Estimated Number of Universities Worldwide as of January 2020, By Country, https://tinyurl.com/y3sdegg (erişim tarihi: 22.06.2021).
 


Yükseköğretimde Uluslararasılaşma ve Geliştirme Vakfı whatsapp