Uluslararasılaşmanın Önündeki Bazı Engeller

  • Home -
  • Uluslararasılaşmanın Önündeki Bazı Engeller

  Yükseköğretimde Uluslararasılaşma Çalışmalarını Aksatan Engeller:
YUGEV yükseköğrenimde  uluslararasılaşma konusunda önemli destekler veren bir gruptur. Fakat bu çalışmalar sırasında süreci derinden etkileyen ve Uluslararası YUGEV çalışmalarını kısıtlayan çeşitli noktalar bulunmaktadır. Öncelikli olarak çözüm bulunması gereken konulardan bazıları şunlardır :
1 - YÖK’ün başta devlet üniversiteler olmak üzere Türk üniversitelerine karşı katı bir merkeziyetçilik izlemesi ve söz konusu üniversitelerin gelişerek uluslararası düzeyde varlık göstermesinin önünün kesilmesi ilk sebep olarak kabul edilebilir. Bunun sonucunda üniversiteler yeni bilim dalları ihdas etme konusunda çeşitli zorluklarla karşılaşırken yabancı öğrencilerin istediği dilde öğrenim görme özgürlüğü ortadan kalkmaktadır. Aynı şekilde devlet üniversiteleri, vakıf üniversitelerinde olduğu gibi yabancı öğrenci getirmek amacıyla herhangi bir kurumla anlaşma yapma özgürlüğüne sahip değildir. Bu durum devlet üniversitelerinin uygun sayıda öğrenciyi kaydettirme fırsatını azaltmaktadır. Buna karşılık YUGEV olarak özellikle yüksek lisans ve doktora öğrenimleri başta olmak üzere öğrencilerin devlet üniversitelerine girişini sağlamaya büyük özen göstermektedir. YUGEV öncelikli amaçlarından birisi söz konusu üniversitelerin gelişmesine katkı sağlamaktır. Bu çerçevede bir yıl içerisinde 500’den fazla lisansüstü öğrencinin kaydı yapılmıştır. Buna bağlı olarak başka üniversitelerle ilişki kurmaya çalışıldıysa da YÖK kanunlarındaki bazı sertlikler dolayısıyla istenilen başarı sağlanamamıştır. Bunun en doğal sonucu olarak da vakıf üniversiteleriyle çalışılmaya gayret gösterilmiştir.
İlk engeller devlete bağlı eğitim kurumları, bu kurumların yöneticileri ve yürütme kurullarının içinden çıkmıştır. Böylece YÖK’e varana kadar diğer yönetim hiyerarşisi için de aynı durum söz konusudur. Dolayısıyla dünya devletlerinin onlarca yıl önce geride bıraktığı bürokrasiye YÖK’ün yanı sıra kurul yöneticileri hala sıkı sıkıya bağlı kalmaktadır. Oysaki bütün bu kurumlar, otomasyon ve bütün şubelere bağlı olan merkezi bilgisayar yoluyla dikkate değer bir gelişme göstermiş olmasına rağmen bu konu ihmal edilmektedir.

2 - Devlet üniversitelerinde çalışma süreçleri açısından açık kurallar bulunmaması bir diğer sebeptir. İşte bu durum, devlet üniversiteleri ile işbirliği konusunda herhangi bir kolaylık sağlamamaktadır. Aynı konunun diğer bir uzantısı da yaptığımız iş için herhangi bir maddi güvencenin bulunmamasıdır. Buna karşılık kanun ise bizim yaptığımız işbirliğini karşılıklı mesleki işbirliği olarak saymaktadır. Çünkü idare kanuna göre tüzel bir kişilik olup karşılıklı çıkar sağlamaktadır. Aslında bu durum idarenin bizi gönüllü hizmet veren kimseler olarak görmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla kurumumuzda çalışanların emekleri ve yapılan masrafların karşılığını maalesef alınamamaktadır. Bu durum Uluslararası GH Grubunun, kendilerine verilen hizmetlerin karşılığını vermekte olan özel üniversiteler ile vakıf üniversitelerine yönelmesine yol açmaktadır.

3 –Önceki yıllarda ÖSYM tarafından gerçekleştirilen Yabancı Öğrenci Sınavı( YÖS) ülkemizde uygulanıyordu ancak birkaç yıl önce her üniversitenin kendi sınavını yapması yönünde bir karar çıkartılmıştır. Buna bağlı olarak 50’den fazla üniversitenin de kendi sınavını kendisi yapması yoluna gitmesi de yabancı öğrencinin kafasını karıştırarak öğrencinin üniversiteleri dolaşıp sınavlara girmesine neden olmuştur. Ne yazık ki bu sistem mevcut durumda uygulanmakta olup bunun yerine YÖS’ün uluslararası standartlarda bir sınav düzeyine getirilmesi daha doğru olacaktır.

4 - Öğrenci vizesi sorunu ile ilgili olarak Türkiye’ye öğrenim görmeye gelen öğrenciye giriş vizesinin yanı sıra bir Türk üniversitesinde öğrenim görüyor olması nedeniyle öğrenci ikameti verilmesi gerekmektedir fakat bu konuda devlet bürokrasisi bağlamında sabit bir standart bulunmamaktadır. Bu durum öğrenciler için süreci oldukça zorlaştırmaktadır. 

5 - Türkiye’de öğrenim konusunda açık bir geniş görüşlülük bulunmaması ve resmi medyanın bu konuda yapması gerekeni yapmaması; buna karşılık uygar dünya ülkelerinde durumun tam tersi olması ve bu ülkelerin üniversitelerinde öğrenim görmeleri için öğrencileri çekmeye çalışması noktasında uluslararası fuarlarda Türkiye reyonlarının zayıf olduğu görülmektedir. 

6 - Üniversite öğrencilerinin üniversite öğrenci yurtlarına sığmaması ve üniversitelerde kendilerine sunulmakta olan hizmetlerin yetersiz olması, yurt ve hizmet sorunu yaşanmasına ve yabancı öğrencilerin dikkatini dağıtarak öğrenimleri üzerinde yoğunlaşamamalarına neden olmaktadır.

7 - Yabancı öğrenciler için yeterli kontenjan ayrılmaması ve ayrılan kontenjanların çeşitli ülkelerden gelmiş öğrenciler arasında adil bir şekilde dağılmaması, aynı zamanda her bir devlet için ayrılmış kontenjanın belirlenmesi konusunda açık bir standart bulunmaması bir diğer sorundur.

8 - Öğrenim burslarının dünyanın çeşitli ülkelerinden gelmiş öğrenciler arasında adil bir şekilde dağıtılmaması giderilmesi gereken sorunlardan biridir.

9 - Yabancı öğrencinin ülkesine döndükten sonra karşı karşıya kaldığı en önemli sorun diplomasının ülkesinde denk sayılmama durumudur çünkü dünya ülkelerinin çoğu sadece sınırlı sayıda Türk üniversitelerini tanımaktadır. Denkliğin tanınması konusu ise siyasetteki değişimlere bağlıdır. Bu durumun nedeni öğretim konusunda yaşanan değişiklikler ile üniversite öğretimi ve yükseköğrenim konusunda çok net olmayan anlaşmaların bulunması ve kültür ve eğitim konuları ile siyasi konular arasında ayrım olmamasıdır. Aynı şekilde Türkiye hükümetinin de standartların değişik olması durumunda sözleşme, anlaşma ve antlaşmaları uygulama yönünde herhangi bir tedbir alma yoluna gitmemesidir. 

10 –Üzerinde durulması gereken diğer bir noktada YÖK’te sıkıntı yaşanan ülkelerden gelen öğrencilere yaklaşımın oldukça yanlış bir yaklaşım olmasıdır. Bu yaklaşım aynı zamanda Türkiye’ye yabancı öğrenci çekilmesi ve eğitim turizminin teşvik edilmesi noktasında engel oluşturmuştur. Bu durum kontenjanların adil bir şekilde dağıtılmamasına neden olmaktadır.

11 - Arap ülkelerinde yaşanan krizler maalesef bireyleri Türkiye’de hayali üniversiteler kurma yoluna itmektedir. Bunlar, yabancı devletlerden ruhsatları olduğunu ileri sürerek öğrenim görmek isteyen öğrenciyi yanlış yola sokmaktadır.

Türk Yüksek Öğrenim Kurumu sisteminde başka sorunlar da mevcut olup bu durum eğitim turizmi sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Oysa yabancı öğrencilerin Türk üniversitelerine kayıt yaptırması ve kapıların sonuna kadar açılması, Türkiye’ye siyasi, içtimai ve iktisadi düzeylerde birçok yarar sağlamaktadır.

Öneriler

YUGEVin  sözü edilen sorunların çözüme kavuşturulması, Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitim turizminin canlandırılması ve genel olarak turizm özel olarak da eğitim turizminin merkezi haline getirilmesi için bütüncül görüşleri bulunmaktadır. Ayrıca başta kültürel yapının temeli ve gelişmişliğin ölçütü sayılan dil olmak üzere Türkçeyi dünya ülkelerine yaymak suretiyle Türk kültürünün her yönüyle yayılması konusunda da vizyon ve görüşleri bulunmaktadır. Çünkü eski Türkçeyi konuşan birçok ülke ve toplum bulunmakta olup onlar da dillerini Türkiye içindeki dil gelişimine paralel olarak dillerinin yenilemeleri için kendileri ile temas kurmaya ihtiyaç duymaktadır. Bunun örneği (Hindistan’daki bazı bölgeler, Çin’deki Uygur bölgesi ve Doğu Asya’daki birçok ülke) olsa gerek.
YUGEV, profesyonelce yürüttüğü faaliyetleriyle
Türkiye’de eğitim turizminin geliştirilmesinde etkin ve etkili bir kurum olmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla grubumuz çalışmaları ve azmiyle Türkiye Cumhuriyeti içerisinde eğitim turizmi bağlamında fark
yaratmaktadır. Bu da Türkiye Cumhuriyeti açısından siyasi, içtimai, iktisadi ve itikadi olarak büyük bir maddi ve manevi yarar sağlamaktadır. Arap, Asya ve Afrika ülkelerinden yıllık binlerce öğrenci çekmesi ve eğitim turizmi alanında faaliyet gösteren şirketler arasındaki belirgin konumu, yüksek yeterlilik ve belirgin bir performansa sahip olan akademik yürütme kurulu ve bütün dünya ülkelerindeki üniversiteler ve akademik kurumlarla geliştirmiş olduğu ilişkileri dolayısıyla Uluslararası GH Grubu Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitim turizmi alanında başarıyı yakalayarak fark yaratmaktadır. Ancak bu durum eğitim turizmi için Türkiye Cumhuriyeti içinde başta Yüksek Öğretim Kurumu YÖK, Kalkınma Bakanlığı, Kredi ve Yurtlar Kurumu ile İçişleri ve Dışişleri bakanlıkları olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’ndeki kamu sektörünün oluşturacağı özel bir merkez kurmayı gerektirmektedir. Türkiye’de neredeyse bu alanda faaliyet gösteren tek sivil kurum olması itibarıyla grubumuz bu görevin başarılı olması ve eğitim turizmiyle ulaşılmak istenen hedeflere ulaşılması için her türlü desteği vermeye hazırdır. GH Grubu olarak Türk üniversiteleri ile 350’den fazla Arap üniversitesi ve 100’den fazla Afrika ve Asya üniversitesi arasında ilişki geliştirerek deneyim, öğretim üyesi ve öğrenci değişimine öncülük edebileceği gibi ortaklık ilişkileri geliştirerek
ardeş üniversite bağlarını geliştirip her türlü konferans ve sempozyum hazırlığı yapabilir. Aynı zamanda öğrencilerin akademik kariyer ile ilgili bilimsel araştırmalarını Türkiye üniversitelerinde ya da buradaki
araştırma merkezlerinde hazırlamaya ve ortak stratejik araştırma ve projeler geliştirmeye teşvik edebilir. Aynı şekilde bütün Arap ülkeleri ile Afrika ülkelerinde Türk dilinin bölümlerinin açılmasına katkı sağlayabilir. Uluslararası GH Grubu, yürürlükteki bazı YÖK kanunlarından müstesna tutulacak bazı Türk üniversitelerinin seçilmesi konusunda pilot bir uygulama için görevlendirilebilir. Böylece önerilen merkezle işbirliği yapmak suretiyle yabancı öğrenciyle temas kurularak Türkiye’de öğrenim görmek üzere getirilmesi sağlanabilir.

Suriyeli Öğrenciler :
Suriyeli öğrencilerin durumu Türk üniversitelerine ağır bir yük yüklemekte olup bu durum yabancı öğrencilerin konumunu etkilediği gibi Türk öğrencilerin konumlarını da etkilemektedir. Özellikle Suriyeli öğrencilerin yoğunluğu ve bu öğrencilerin başvurularının çokluğu göz önünde bulundurulduğunda bu durumun yabancı öğrencilerin üniversiteye giriş ve öğrenimlerini olumsuz yönde etkilediği görülür. Kaldı ki söz konusu Suriyeli öğrenciler, hem güvenilmeyecek hem de asılsız farklı menşeli diplomalar getirmelerine neden olmaktadır. Buna rağmen bu öğrenciler bu diplomalara göre Türk üniversitelerine kabul edilmektedir.

Bu durum muvacehesinde YUGEVin, sözünü ettiğimiz
sorunlara bütün dünya ülkelerindeki üniversite öğrenimi gerçeği ile
uyuşan bir çözüm bulmuş, bu çözümle bilimsel ve akademik bir şekilde sağlıklı bir yaklaşımla kapatmadık bir gedik bırakmamıştır.
Buna ek olarak YUGEV üniversite öğrenimlerinin yanı sıra yüksek öğrenimlerini tamamlamalarını sağlayacak şekilde Suriyeli bütün öğrencileri kapsayan pratik ve gerçekçi bilimsel akademik çözümü bulmuş olup bu çözüm yabancı öğrencilere ayrılan öğrenim kontenjanlarını etkilememektedir.
Ayrıca Suriyeli öğrencilerle ilgili çözümler savaş ve krizlerin yaşandığı ülkelerden gelen diğer yabancı öğrencilere de uygulanabilir. 
Son olarak YUGEV öncelikle Türkiye’nin durumu ile ilgilenen bir Türk kuruluşu olup üniversite öğrenimini ve eğitim turizmini ileriye götürmeyi hedeflemektedir. Aynı zamanda Türkiye’nin ülkesi ve milleti ile çıkarlarını gözeterek kültür, bilim ve marifeti yaymayı amaçlayarak bu alanda faaliyet gösteren Türk ve yabancı bütün kamu eğitim kurumları ile özel eğitim kurum ve kuruluşlarıyla ülkenin ve halkın çıkarları doğrultusunda işbirliği yapmaktadır.

 


Yükseköğretimde Uluslararasılaşma ve Geliştirme Vakfı whatsapp